On dokuzuncu yüzyıl Fransa’sının sanat yaşamı Güzel Sanatlar Akademisi’nin denetimi altındaydı. Dünya değişirken fikirler de değişmekte ve bu en çok edebiyat ve resimde kendini ortaya koymaktaydı. İşte bu dönemde Édouard Manet (1832-1883) de genç ressamlar için devrimci bir modeldi.
🎨
Manet’nin özgünlüğü ve akademik kurallardan bağımsızlığı İzlenimcilere yeni yaratıcı ufuklar açtı. “Tuileries Bahçeleri” gibi modern hayatı temsil eden ilk eser ya da “Kırda Öğle Yemeği” gibi yenilikçi resimler, cesurca seyirciye bakan çıplak kadınlar, pervasızca kullandığı renk paleti, her resminde çağdaşlarını şaşırtması ve daha bir çok şey bir yana benim için yaşamının son döneminde yatağında yaptığı çiçek resimleri ayrı bir yerdedir.
🎨
Bu resimleri, bahçesinden getirilen ya da arkadaşlarının getirdiği çiçeklere bakarak yapıyordu. Sonra da bu küçük resimleri sevgisinin ve minnettarlığının ifadesi olarak arkadaşlarına hediye ediyordu. Sanatta çok az çiçek resmi, Manet’nin geç dönem çiçek resimleri kadar büyük bir duyarlılıkla, ustalıkla ve zarafetle yapılmıştır. Bunlar büyük demetler ya da süslü kaselerdeki alışılagelmiş buketler gibi değildi. Kristal vazo, taze boyanın rengi kadar saftı; çiçekler, onları bir çocuk toplamışçasına yapmacıksızdı.
🎨
Manet’nin içinde bulunduğu şartlardan ötürü çiçek resimlerinin aksettirdikleri his daha derin olamazdı. En sade resimler böylesine güçlü ve etkili bir ses kazanınca, daha fazla söze gerek yoktur. Hayatının sonuna gelmiş birini ziyaret ettiğinizde söyleyecek söz bulamazsınız, söylenecekler hem yetersiz hem de yersizdir. Varlığınızın ve ziyaretinizin ardında yatan neden önemlidir. Bu his, Manet’nin geç dönem buketlerinin sessiz şiiridir.
Comments