google-site-verification=PbL_5t5j-grNUlEnxPDPRb9h69cnQI7ks2lm5P-n88U
top of page

Kızılcıklar oldu mu?

Hikaye o ki, çok sert geçen bir kış mevsiminin ardından aç kalan ayı, bahar gelir gelmez, gördüğü ilk çiçek açan kızılcık ağacının altına yatmış ve meyve vermesini beklemiş. Beklemiş ama o bekleyedursun mevsim neredeyse bitmeye yüz tutarken açlığa dayanamayan ayı ağacın meyvesini göremeden ölüvermiş. Bizim zavallı ayı nereden bilsin mevsimin ilk çiçek açan ağacının kızılcık ağacı olduğunu ve son meyve veren ağacın da yine kızılcık ağacı olduğunu…

📍

Bazı yörelerde ‘kiren’ veya ‘zoğal’ olarak da adlandırılan kızılcık (Cornaceae, cornus mas) meyvesinin insan kanındaki melatonin artırıcı etkisi, meyvenin olgunlaşmak için sindire sindire uzun yıllara yayarak güneşten almış olduğu ışığını insan vücuduna ritm düzenleyici olarak aktarmasından kaynaklanır. Melatonin de malum karanlığın güçlü antioksidanıdır.

📍

Kızılcık ağacının geç büyümesi bizim halk folklorumuzda ‘kızılcıklar oldu mu? selelere doldu mu?....’ diye başlayan türkümüze de konu olmuştur.

📍

Sümer dilinde ‘i-li-a-nu-um’ olarak geçer. Antik dünyada görme özürlü Thebaili kahin Teiresias kendisine verilen kızılcık ağacından yapılmış baston ile her yeri görür, yönleri tayin eder ve savaşırdı... Ağacın dalı esnek olduğu için çoğunlukta değnek olarak kullanılmış zaten. MÖ 333’de İskender Frigya’nın başkenti Gordion’a geldiğinde Frig efsanesine göre, çözüldüğünde dünyaya hakim olunacağı yazıldığı düğüm bir kızılcık ağacının dalından yapılmıştı.

📍

Bazı bölgelerimizde kızılcık meyvesinden soğuk algınlığına birebir gelen ekşili tarhana ‘şifa çorbası’ olarak adlandırılır...

📍

Bir de “kızılcık şerbeti” konusu var, biraz sevimsiz ama ilginç. Onu da yarın anlatırım.


0 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page