google-site-verification=PbL_5t5j-grNUlEnxPDPRb9h69cnQI7ks2lm5P-n88U
top of page

İstiklal Marşı

Türk Kurtuluş Savaşı’nın başlarında, savaşın milli bir ruh içerisinde kazanılmasını sağlamak amacıyla Maarif Vekaleti’nin 1921’de düzenlediği güfte yarışmasına 724 şiir katıldı. Kazanan güfteye para ödülü konduğu için önce yarışmaya katılmak istemeyen ve Maarif Vekili Hamdullah Suphi’nin ısrarı üzerine yarışmaya katılan Burdur milletvekili Mehmet Âkif Ersoy’un Ankara’daki Taceddin Dergahı’nda yazdığı ve Türk Ordusu’na hitap ettiği şiiri birinci oldu.

🇹🇷

Hamdullah Suphi Bey tarafından mecliste okunup ayakta dinlendikten sonra 12 Mart 1921 Cumartesi günü saat 17:45’te ulusal marş olarak kabul edildi.

🇹🇷

Âkif, ödül olarak verilen 500 lirayı Hilal-i Ahmer bünyesinde, kadın ve çocuklara iş öğreten ve cepheye elbise diken Darü’l-Mesâî vakfına bağışladı.

🇹🇷

Şiirin bestelenmesi için 1924 yılında açılan ikinci yarışmaya katılan 24 besteden Ali Rıfat Çağatay’ın bestesi kabul edildi. Bu beste 1930 yılına kadar çalındıysa da 1930’da değiştirilerek, dönemin Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Şefi Osman Zeki Üngör’ün 1922’de hazırladığı bugünkü beste yürürlüğe kondu.

🇹🇷

Üngör’ün yakın dostu Cemal Reşit Rey’le yapılmış olan bir röportajda da kendisinin belirttiğine göre beste aslında İstiklal Marşı olması düşünülerek bestelenmemiş. Söz ve melodide yer yer görülen uyum (Prozodi) eksikliğinin esas sebebi de (Örneğin “Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak” mısrası ezgili okunduğunda “şafaklarda” sözcüğü iki müzikal cümle arasında bölünmüştür) budur.

🇹🇷

İstiklâl Marşı’mızı, sadece ilk iki dörtlük beste eşliğinde olarak söylememiz ise protokol gereği.

🇹🇷

Daim olsun.




0 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page