Artos Dağı’nın üzerindeki kar henüz kalkmadan badem ağaçlarının pembe-beyaz çiçekleri açar. Denir ki, esen her tatlı rüzgârda cam kırığı mavisi gölün üzerine uçuşan çiçeklerin kokusu, adada yaşayan keşişin kızı Tamara’nın sevgilisine ulaşır, her gece yüzerek onu görmeye gelirmiş. Bir gece yine böyle yüzerek adaya gelmeye çalışan gencin fırtınada dalgalara kapılıp “Ah Tamara” diyerek kendi adını haykıra haykıra boğulduğunu duyan Tamara’nın kederinden ölmesi kaçınılmazdır. 📍 Akdamar Adası’nda belki de keşişlerin elleriyle diktiklerinin soyundan gelen bu badem ağaçları, mimari açıdan Orta Çağ Ermeni sanatının en güzel örneklerinden biri olan Kutsal Haç Kilisesi’ni çevreler. Adaya yaklaşırken gözünüzü kaparsanız keşiş ve mimar Manuel’in taşçıların sesine karışan emirlerini duyabilirsiniz. Bazı bölümlerini Vaspuragan Kralı I. Gagik’in tasarladığı yapılar topluluğunu titizlikle inşa eden keşiş Manuel, ilk ağacı da dikmiş olmalı.
top of page
bottom of page
ความคิดเห็น